Etiket arşivi: Risk

Prizmabet giriş: Çin bankaları müşterilerinin fiziksel altın ürünlerine yatırım yapmasını engelliyor  

Piyasada görülen yüksek oynaklığın ardından bir dizi Çin ticari bankası değerli metal ürünleri ve özellikle fiziksel altın için risk değerlendirmesini yükseltti ve müşterilerinin altın yatırımlarını engellemeye başladı.

Çin medya kuruluşu Yicai Global’in haberine göre, artık ‘yüksek riskli’ olarak sınıflandırılan değerli metal yatırımları çoğunlukla fiziksel altın ürünleri. Yicai’nin konuya yakın kaynaklara dayanarak verdiği haberinde, bankaların müşterileri altın yatırımından aktif olarak caydırdığı öne sürüldü. Habere göre bankalar bu ürünler için yeni hesap açmayı bıraktılar ve mevcut müşteriler yalnızca pozisyonlarını kapatabiliyor ve bunlara ekleme yapamıyorlar.

Altın yüzde 28 yükseldikten sonra yüzde 6,5 geriledi

Gazetenin haberinde, Comex altın vadeli işlemlerinin Kasım ayının başlarında yüzde 28’den fazla arttığı, ardından yüzde 6,5 geri çekildiği ve kısa süre sonra toparlandığı belirtildi. Bankalar risk sınıflandırmalarını yükselterek daha az deneyimli veya riskten kaçınan perakende yatırımcıları olası kayıplardan korumayı amaçlıyor.

“Çinli kredi verenler ayrıca emtia vadeli işlem piyasalarını izleyen yatırım ürünlerini aşamalı olarak kaldırıyor, risk kontrol önlemlerini artırıyor ve yatırımcı erişimini sıkılaştırıyor,” dedi içeriden biri. “Bu önlemler arasında yeni hesap açılışlarını yasaklamak, ticareti mevcut müşterilerle sınırlamak, risk sınıflandırmalarını yükseltmek ve daha yüksek asgari yatırım miktarları belirlemek yer alıyor.”

Ayrıca bazı bankaların yatırımcıların kişisel risk toleransı değerlendirmelerini yeniden yapmalarını istediğini de eklediler.

Gazetenin haberinde, “Örneğin China Construction Bank, risk sınıflandırmasını yükselttikten sonra kişisel risk tolerans derecesi muhafazakar ve ihtiyatlı olan müşterilerinin belirli fiziksel altın ürünlerine yatırım yapmasına artık izin vermiyor. Ayrıca bankalar, fiziksel yatırımlar gibi nispeten düşük risk sınıflandırmalarına sahip olanları tutarak değerli metaller için ticaret tipi yatırım ürünlerini sonlandırabilir” ifadeleri yer aldı.

 Prizmabet, online bahis ve oyun sektöründe önemli bir yer edinen bir platform olarak dikkat çekiyor. Spor bahislerinden canlı casino oyunlarına kadar geniş bir oyun yelpazesi sunan site, kullanıcılarına eğlenceli ve kazançlı bir deneyim vaat ediyor. Güvenlik ve adalet konusunda sıkı standartlara sahip olan Prizmabet, kullanıcılarının memnuniyetini önceliklendiriyor ve çeşitli promosyonlar ile daha da cazip hale geliyor. Mobil uyumluluğu sayesinde her yerden erişilebilen site, kullanıcı dostu arayüzü ile de her seviyeden oyuncuya hitap ediyor. Prizmabet, dinamik yapısı ve sürekli güncellenen oyun seçenekleri ile online bahis ve casino dünyasında öne çıkmayı başarıyor.

Tarım, enerji ve sigorta sektörlerinde iklim risklerinin üstesinden veri odaklı dijital dönüşüm gelecek

Kasırga, sel ve kuraklık gibi aşırı hava olaylarının gözle görülür hale geldiği 2024, iklimle ilgili riskleri liderlerin gündeminde üst sıralara çıkardı. Tahminler 2023’teki aşırı hava olaylarının küresel ekonomiye maliyetinin 280 milyar dolar olduğunu gösterirken, özellikle tarım, enerji ve sigorta gibi sektörler için veri odaklı risk yönetimi ve dijital dönüşüm kaçınılmaz hale geldi.

İklim değişikliğinin yıkıcı sonuçları günden güne dünyanın dört bir yanında yaşanan aşırı hava olaylarıyla kendini gösterdi ve bunun etkisiyle iklimle ilgili riskler liderlerin gündeminde üst sıralara taşındı. Reasürans şirketi Swiss Re’nin tahminleri, 2023’te aşırı hava olaylarının dünya ekonomisine 280 milyar dolara mâl olduğunu gösterirken, iklim değişikliğiyle ilgili risklere daha açık olan tarım, enerji ve sigorta sektörleri için veri odaklı dijital dönüşüm kaçınılmaz hale geldi.

Konuyla ilgili değerlendirmelerini paylaşan UIGEO CEO’su Melih Çolpan, “Güney yarımküredeki bir kuraklık tarımsal emtia ticaretinde dalgalanmaları artırıyor. Avrupa’da meydana gelen bir kuraklık mal sevkiyatlarını sekteye uğratıyor. İklim değişikliği ve buna bağlı aşırı hava olayı riskleri, artık hiç olmadığı kadar gerçek. UIGEO olarak biz, tarım, enerji ve sigortacılık sektörlerine yönelik veri servisi çözümlerimizle işletmelerin iklim risklerini yönetmelerini kolaylaştırmayı amaçlıyoruz” dedi.

ABD’deki kasırgalar tedarik zincirlerini aksattı

Geçtiğimiz haftalara, ABD’de meydana gelen iki büyük kasırga damgasını vurdu. Moody’s Analytics verileri Helene kasırgasının maliyetinin 34 milyar doları bulabileceğini öngörürken, Milton’ın maliyetinin 175 milyar dolara kadar çıkabileceği tahmin edildi. Florida’da öngörülen kıyıları vurması durumunda tedarik zincirleri için yeni bir darboğaz oluşturma potansiyeli günlerce tartışılan Milton’ın iklim değişikliği kaynaklı risklere en güncel örnek olduğuna dikkat çeken Melih Colpan, “Örneğin geçtiğimiz ayın başında, Robusta’ya ilişkin tedarik zorlukları, düşük hasat beklentileri ve diğer endişeler, Arabica kahve çekirdeklerinin fiyatını 13 yılın en yüksek seviyesine taşıdı. Dünyanın her yerindeki üretici ve şirketler, bu gibi risklere hazırlıklı olmak için yatırım yapıyor. Tarım, enerji ve tüm bu alanlardaki riskleri üstlenen sigorta sektörlerinde karar alma süreçlerini optimize etmeyi amaçlayan UIGEO, servis tabanlı veri çözümleriyle hava durumu tahminleri, pazar fiyatları, yıldırım verileri, uydu görüntüleri gibi kritik bilgileri kullanıcılarına gerçek zamanlı sunarak tam da bu noktada devreye giriyor” ifadelerini kullandı.

Hem risk yönetimi hem operasyonel mükemmellik sağlıyor

Pandemiden bu yana küresel ve ulusal tedarik zinciri yöneten şirketlerin “dayanıklılık ve esneklik” kavramlarını konuştuğunu hatırlatan Melih Çolpan, “Tarım, enerji ve sigorta sektörleri de bu dönemde zincir boyunca görünürlüğün en önemli dayanıklılık kriteri olduğunu keşfetti. Bugün ise büyük veri kümelerini anlamlı çıktılara dönüştüren yapay zekadan söz ediyoruz. Görünürlüğün temelinde iyi, nitelikli, yorumlanabilir ve gerçek zamanlı veriler yatıyor. Faaliyetlerini San Francisco’daki merkezinden sürdüren ve Türkiye’de de agresif bir büyüme stratejisi üzerinde çalışan UIGEO’nun sunduğu veri çözümleri, tarım, enerji ve sigortada dijital dönüşüme hız kazandırmaya, veriye dayalı karar alma süreçlerini ileri taşımaya hizmet ediyor. Müşterilerimizin ihtiyaç duyduğu, şirketlere özel, hızlı, güvenilir ve doğru verileri sunarak stratejik karar alma süreçlerine katkıda bulunuyoruz. Türkiye’nin büyüyen ekonomisinde teknoloji odaklı çözümlerin önemi her geçen gün artıyor ve UIGEO olarak bu dönüşümde öncü olma hedefiyle çalışıyoruz. Şirketlere operasyonel mükemmellik ve risk yönetimi yetenekleri kazandırıyoruz” diye konuştu.

Tarımda dijital dönüşümün öncüsü olacak

Tarım ve teknolojinin, son dönemin öne çıkan girişimcilik dikeylerinden birinde kesiştiğine dikkat çeken ve tarım sektöründe dijital dönüşüm yatırımlarının son yıllarda %20 arttığını hatırlatan UIGEO CEO’su Melih Çolpan, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı: “UIGEO, servis tabanlı çözümler sunarak şirketlerin operasyonel süreçlerini optimize etmelerine olanak tanıyor. Bu hizmetler arasında gerçek zamanlı veri akışı, risk yönetimi, stratejik planlama ve karar alma süreçlerini iyileştiren veri analizleri bulunuyor. 2024’ün son çeyreğinden itibaren Türkiye genelinde büyüme hedeflerimize hız veriyoruz. Tarımsal veri analizleri, hava durumu tahminleri, yıldırım-şimşek gibi risk verileri, coğrafi kodlama ve uydu destekli veri çözümleriyle Türkiye’de elde edeceğimiz başarıları, ABD başta olmak üzere küresel pazarlara taşıma hedefimizle, tarımda veri temelli dijital dönüşümün öncüsü olma hedefimize istikrarlı adımlarla ilerleyeceğiz.”

TEPAV uyardı: Maaş zamlarının düşük kalması, büyümede gerileme ile bütçe açığını artırır

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV), “2025 Yılı Bütçe Hedeflerinin Program ve IMF Öngörüleri Çerçevesinde Değerlendirilmesi: Kamu Maliyesi Açısından 2025 Yılında Muhtemel Zorluklar” başlıklı Merkez Direktörü ve Program Danışmanı Hakan Yılmaz tarafından hazırlanan bir rapor yayımladı.

Raporda, “Son dönemde birçok akademik ve teknik çalışmalarda ortaya konduğu gibi para politikasının başarılı olması bizim gibi ekonomisi büyük gelişen ekonomilerde maliye politikasında hedeflere ulaşılmasına bağlıdır. Orta dönemde ise bugünden adımları atılacak ikinci nesil reformlarla mali başarı kalıcı hale getirilecektir” denildi.

“Enflasyonda yüksek seyir harcamalar üzerinde baskı yaratacak”

Raporda şöyle devam edildi:

“Enflasyonun beklentilerin üzerinde çıkması ilave tedbir alınmadığında özellikle harcamalar üzerinde ciddi bir baskı yaratacaktır. Düşük büyüme, ekonominin beklentilerin üzerinde daralması doğrudan vergi tahsilatını aşağı çekerken, sosyal harcama programları üzerindeki mali baskıyı artıracaktır. Gelirlerin enflasyondan olumlu etkilenmesinin daha sınırlı kalması ve düşük büyümenin eşlik etmesi doğrudan bütçe açığını yukarı çekecektir.

2025 yılında ekonomik programın farklı senaryolara göre hazırlanmamış olması, mali tedbirlerin detaylandırılmaması ve mali risklerin sayısallaştırılmaması mali yönetim açısından risk unsurlarıdır. Hızla buradan başlamak programın kredibilitesi açısından önemli görülmektedir.

Sonuç olarak değişimin yönünü belirleyen politikaların anlaşılması açısından, iletişim programları yanında 2025 yılında mali tedbirlere siyasetin uyum göstermekte zorlanması ve ekonomideki aktörlerin programa sadece kendi cephelerinden bakması, çok boyutlu iyi gereken bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır.”

Bütçedeki riskler

Bütçe hedefleri açısından riskli görünen temel hususlar şu şekilde sıralandı:

“-Hedeflenen enflasyonun yukarı yönlü sapmasına göre ücret artışlarının devreye girmesiyle personel ödeneklerin yetersiz kalması riski. Özellikle yılın ilk yarısındaki artışlar ile 2024’ün son üç ayındaki artışlar personel maliyetleri üzerinde belirleyici olacaktır. Yıllın son üç ayındaki gelişmelerle yaklaşık 4 puanlık bir enflasyon farkı verilmesi durumunda 2025 yılında ücret artışı yüzde 15-16 bandına çıkmaktadır (ortalamalar üzerinden ise artış yüzde 23-24). Yıl içinde ilk altı aylık enflasyonun yüzde 6’yı aşması durumunda en iyimser senaryoda bile toplam ödeneklerinin yüzde 10 seviyesinde aşılması muhtemel görülmektedir (örneğin 3 puanlık enflasyon farkı verilmesi durumunda).

-Mal ve hizmet ödenekler enflasyondaki sapmadan ve 2024 tedbirlerinin sıkılaşmasının yaratacağı ilave genişleme baskısından doğrudan etkilenecektir.

-Cari transferler kaleminde ise EYT emeklileri sayısındaki genişleme ve enflasyonun sapması durumunda EYT’nin olmadığı duruma göre harcama genişlemesi GSYH’nin yüzde 2’sinin biraz üzerine çıkacaktır.

-Muhtemel KİT görev zararları ile yoksul hanelere yönelik desteklerin düşük büyüme ve işsizlikten dolayı artması cari transferleri yukarıya çekecektir.

Yatırımlarda önceliklendirmenin hangi sektörlerde yapılacağı, özellikle son üç yılda artan projeler nedeniyle yatırım programında rasyonalizasyon çalışmalarının yapılmaması da yatırım maliyetlerindeki artışla birlikte burada riskli bir durumu yol açacaktır.

-Deprem maliyetlerinde ortaya çıkacak ilave maliyet artışları da sermaye transferleri ödeneği üzerine baskı yaratacaktır.”

Sentiment More Bearish for Ether Than Bitcoin Even as Trump Widens Leads Over Harris

The bearish sentiment toward ether (ETH) remains pronounced relative to bitcoin (BTC) even as DeFi enthusiast Republican candidate Donald Trump extends his lead over Democrat rival Kamala Harris in prediction markets tied to the outcome of the Nov. 5 U.S. presidential election.

At press time, ether’s 25-delta risk reversals for shorter and longer duration expiries were more negative than bitcoin’s, according to data sources Amberdata and Deribit. That’s a sign of stronger bearish sentiment toward the native token of the Ethereum blockchain, which dominates in decentralized finance (DeFi).

Risk reversals measure the premium required to hold a call option relative to a put. Negative values suggest a bias for put options, which reflect expectations of a price drop in the underlying asset.

Traders often use options to hedge their spot/futures market exposure. Therefore, a trader with a bullish spot/futures bet may buy a put option when expecting downside volatility. Both bitcoin and ether traders seem to be doing just that, with ether traders displaying a stronger inclination to mitigate potential downside risks.

The risk reversal for Oct. 11 ether options is -7.3%, while bitcoin’s is -5.8%. A similar pattern is observed for expiries up to the end of October.

A curious pattern has emerged: While BTC risk reversals are positive for Nov. 8 and beyond, ether’s don’t turn bullish until late December. In other words, traders expect upside volatility in BTC once the election results are out on Nov. 8. Ether isn’t expected to turn the corner until later.

DEX traders see limited upside in ETH

On the dominant decentralized exchange (DEX) Derive, Ethereum call options saw a 2.5:1 sell-to-buy ratio in September. The flow was much more balanced in bitcoin options.

The relatively greater interest in writing (selling) ether calls means traders do not foresee a notable upside volatility in the cryptocurrency.

“The skew in ETH open interest, with nearly 2.5 times more calls sold than bought, suggests that traders see the upside as limited for now. This divergence between the two assets will be key to watch as we get closer to election day,” Nick Forster, founder of Derive, told CoinDesk in an exclusive monthly report.

Trump’s lead widens

Trump’s odds of winning the election soared to a two-month high of 55.8% on prediction platform Polymarket, leaving Harris behind at 43.8%.

The popular narrative is that a potential Trump win would be positive for both BTC and DeFi. The perception likely stems from Trump’s decision to debut DeFi protocol World Liberty Financial in September.

On Oct. 9, the protocol submitted a proposal on Aave to link the two projects, focused on providing stablecoin liquidity for ETH and WBTC and growing Aave’s user base.

Still, some observers, including Standard Chartered, say a Trump victory would be better for Ethereum rival Solana, and Ethereum will prosper more under Harris’ presidency.

DeCarley Trading Ezber Bozdu: Altın Fiyatları Bu Seviyelere Düşebilir!

Altın fiyatları bu yıl rekor üstüne rekor kırdı. Bir piyasa stratejistine göre, altın piyasasının yakın vadede daha da yükselmesi mümkün. Ancak değerli metalin alıcısı tükeniyor. Bu da aşağı yönlü risklerin arttığı anlamına geliyor.

Piyasada eninde sonunda alıcı kalmayacak!”

Aracı kurum DeCarley Trading’in kurucu ortağı Carley Garner, bir süredir altında yükseliş eğilimi içinde. Ancak fiyatların 2.600 doların üzerine çıkmasıyla birlikte, ticaretin diğer tarafına bakmanın zamanının geldiğini de belirtiyor. Garner, “Altının bazı önemli direnç seviyelerine karşı geldiğini görüyorum. Bu fiyatlarda yükselişte olmayı haklı çıkarmak zor,” diyor.

Bu yorumlar, altın 2.650 doların üzerinde konsolide olurken geldi. Kriptokoin.com’dan takip ettiğiniz üzere altın fiyatları bu yıl benzersiz bir yükseliş yaşadı. Piyasalar Fed’in yeni gevşeme döngüsüne hazırlanırken son haftalarda art arda rekor seviyelere ulaştı. Garner, düşük faiz oranları, ekonomik belirsizlik ve jeopolitik kargaşa değerli metal için sağlam bir destek sağlarken, bu temel faktörlerin ne kadarının mevcut piyasa hareketinde zaten fiyatlandırıldığını sorguladığını belirtiyor. Buradan hareketle Garner, şu yorumu yapıyor:

Temeller ne kadar yükselişte olursa olsun, eğer herkes zaten long pozisyondaysa, piyasada eninde sonunda alıcı kalmayacaktır. Bence piyasanın yeni bir anlatı ararken sıfırlanmaya ihtiyacı var.

Aşırı alım durumu ve altın fiyatları üzerindeki etkisi

Garner, altının aşırı alım momentumuna ek olarak bir diğer riske de dikkat çekiyor. Bunun da hisse senedi piyasalarını düşürecek beklenmedik bir ekonomik zayıflık olduğunu söylüyor. S&P 500 Endeksi’nin tehlikeli bir rekor bölgesinde işlem gördüğünü ve piyasaları ürkütmek için fazla bir şey gerekmeyeceğini, bunun da altını aşağı çekebilecek bir likidite tuzağı yaratacağını belirtiyor. Bu doğrultuda Garner, gelişmelerin altın fiyatları üzerindeki etkisini şu şekilde değerlendiriyor:

Fon yöneticileri tarihte sahip oldukları en büyük yükseliş pozisyonlarından birinde oturuyor. Büyük kurumsal oyuncular devasa long pozisyonlar tutuyor. Aynı zamanda, yatırımcılar fark ettiklerinden daha fazla kaldıraçlı durumdalar. Ne kadar risk aldıklarını kavrayamadılar çünkü bir düzeltmeye katlanmak zorunda kalmadılar. Bu da piyasada altına zarar verebilecek likidite sorunları yaratacak.

Altın için oyun planı

Garner, mevcut seviyelerde altını açığa satmanın son derece aykırı bir oyun olduğunu söylüyor. Ayrıca, riskleri sınırlamak için bir opsiyon spread’i ile aşağı yönlü oynamayı tercih ettiğini belirtiyor. Ticaret önerisini 17 Eylül’de, fiyatlar 2.600 doların hemen altında işlem görürken yaptığını kaydediyor. Garner, Şubat 2.900 dolarlık call opsiyonunu ve Şubat 2.400 dolarlık put opsiyonunu sattı. Ayrıca, kredileri Şubat 2.500 dolarlık put opsiyonu satın almak için kullandı.

Garner, altın fiyatlarının 2.900 doların üzerine çıkması halinde bu işlemin sınırsız risk taşıdığını da sözlerine ekliyor. İşlemin sona ermesi halinde maksimum kâr yaklaşık 10.000 dolar olacak. Bununla birlikte, bu opsiyonla aktif olarak işlem yapmayı planladığını söylüyor. Ayrıca, yaklaşık 2.000 ila 4.000 dolar arasında kar hedeflediğini de belirtiyor. Garner orijinal ticaret tavsiyesinde şunları söylüyor:

Piyasaya nefes alması için bolca yer vermek zorunludur. Sınırlı risk tercih ediyorsanız, Şubat 2.300 dolarlık putlar yaklaşık 800 dolara satın alınabilir. Altın düzeltme yaparsa, bu kötü bir pozisyon olmayabilir. Normal bir geri çekilme fiyatların 2.300 ya da 2.150 dolara düşmesine neden olabilir. Oynamanın bir başka yolu da mikro ya da mini vadeli işlemleri ‘nibble’ tarzında satmak olabilir.

Altın fiyatları kolayca bu seviyelere düşebilir!

Garner’a göre, düzeltmeye başlaması halinde altın fiyatları kolayca 2.300 dolara kadar gerileyebilir. Ayrıca altının, fiyatların 2.150 doların üzerine çıktığı Mart ayına kadar uzanan orijinal kırılma seviyesini yeniden test etmesinin de duyulmamış bir şey olmadığını sözlerine ekliyor. Garner, Ekim ayında fiyatların düşmesini bekliyor. Kasım ayında ABD başkanlık seçimleri nedeniyle çok fazla belirsizlik ve dalgalanma olacağını öngörüyor. Genel olarak yatırımcıların seçim öncesinde risklerini ve maruziyetlerini azaltmaya başlamalarını tavsiye ediyor.