Etiket arşivi: Ülke

Koton, Macaristan’da ilk mağazasını açtı!

Türkiye’nin en beğenilen kadın giyim markası Koton, küresel pazarlardaki büyüme yolculuğuna devam ediyor.  Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de ilk mağazasını açan Koton, Temmuz ayında Macaristan’ın önde gelen gayrimenkul yatırım fonları yönetim şirketi Adventum Group ile  8 mağaza açmak üzere anlaşma imzalamıştı. Koton, ülkedeki ilk mağazasını başkent Budapeşte’de bulunan Koki Mall AVM’de açtı.  Koton CEO’su Dr. A. Bülent Sabuncu’nun evsahipliğinde gerçekleşen açılışta T.C. Budapeşte Büyükelçisi C. Gülşen Karanis Ekşioğlu,  Ticaret Müşaviri Nur Durmuş, Ticaret Müşaviri Sedat Karaoğlu katıldı.

Yurt içi ve yurt dışındaki 440 mağazası ve online satış kanallarıyla 70 ülkede ürünlerini satışa sunan Türkiye’nin lider moda markası Koton, globaldeki büyüme yolculuğundaki ağına Macaristan’ı ekledi. Macaristan’ın önde gelen gayrimenkul yatırım fonları yönetim şirketi Adventum Group iş birliğiyle Koton, bu yılın son çeyreğinden başlayarak 2025 yılı sonuna kadar Macaristan’da sekiz mağaza açacak. Marka bu hedef kapsamında ilk mağazasını ülkenin başkenti Budapeşte’de bulunan Koki Mall AVM’de açtı. Koki Mall AVM’deki mağaza açılışına Koton CEO’su Dr. A. Bülent Sabuncu’nun yanı sıra T.C. Budapeşte Büyükelçisi C. Gülşen Karanis Ekşioğlu , Ticaret Müşaviri Nur Durmuş, Ticaret Müşaviri Sedat Karaoğlu katıldı.

“Yurtdışı hedefimizde 130-150 mağaza var”

Mağaza açılışında konuşan Koton CEO’su Dr. A. Bülent Sabuncu, globalleşme stratejileri doğrultusunda büyüme girişimlerinin tam gaz devam ettiğini belirterek, orta vadede başta yurt dışı olmak üzere 130 ila 150 yeni mağaza açma ve online ortaklıklarla ürünlerinin sunulduğu ülke sayısını artırma hedeflerine güçlü bir şekilde ilerlediklerini söyledi.  Sabuncu bu hedef doğrultusunda çalışmalarının sürdüğünü belirterek şöyle konuştu: “ 5 Temmuz 2024 tarihinde Macaristan pazarına 8 mağaza ile güçlü bir giriş yapma planı kapsamında şirketimiz ile Macaristan’ın önde gelen gayrimenkul yatırım fonu Adventum arasındaki iş birliğine dair imza töreninin gerçekleştirmişti.  Söz konusu açıklamada, şirketimizin  bu yılın son çeyreğinden başlayarak 2025  sonuna kadar Macaristan’da açmayı  planladığı 8 mağazadan 3’ünün Budapeşte’de  olmak üzere, Adventum’un  yönettiği AVM’lerde yer alacağı kamuya duyurulmuştu.  Anılan iş birliği  anlaşması kapsamında Macaristan’daki ilk mağazamız Budapeşte’deki Koki Mall AVM’de  açıldı ve faaliyete başladı.”

Sabuncu, Koton’un başkent Budapeşte’de dışında ülke genelinde Sopron, Debrecen, Szeged, Székesfehervár gibi diğer büyük şehirlerde de mağazalar açarak Macaristan geneline yayılmayı hedeflediğini söyledi.

1 milyar Euro’luk gayrimenkulü yönetiyor

Adventum tarafından yönetilen geniş perakende varlık portföyü, Shopper Park Plus Plc ve Köki’nin Macaristan’ın her yerinde stratejik olarak konumlandırılmış varlıklarıyla Koton’a Macaristan pazarına hızlıca giriş yapması için mükemmel bir platform sağladı.   Adventum, Orta Doğu Avrupa’da değeri 1 milyar Euro’nun üzerinde olan 700 bin metrekareden fazla ticari gayrimenkulü yönetiyor. Paris Anlaşması da dahil olmak üzere uluslararası sürdürülebilirlik gündemleri ve anlaşmaları rehberliğinde Adventum’un ÇSY (çevre, sosyal ve yönetişim) stratejileri, ömür boyu CO2 emisyonlarını azaltmaya odaklanıyor.

Adventum’un Macaristan’ın perakende amiral gemisi Köki Alışveriş Merkezleri’ndeki  mağazaların toplam büyüklüğünün 6 bin metrekareyi aşması  ve en büyüğünün yaklaşık 1000 metrekare olması planlanıyor.

Türk müteahhitlerin ilk 9 ayda en büyük pazarı Suudi Arabistan oldu

Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), 2024 yılının ilk dokuz ayına ilişkin İnşaat Sektörü Analizi Raporu’nu yayımladı. Yılın ilk 9 ayında Türk müteahhitlerin yurt dışında en çok iş üstlendiği ülke 2,3 milyar dolarla Suudi Arabistan olurken, bu ülkeyi 1,7 milyar dolar ile Cezayir, 1,2 milyon dolar ile de Gabon takip etti.

Raporda Türk müteahhitlerin yurt içinde finansman ve tasfiye hakkı konusunda sorun yaşadığı belirtilirken, yurt dışında ise daha fazla proje üstlenilmesinin önündeki en büyük engelin teminat mektuplarının kabul edilmemesi olduğu vurgulandı.

Ekonominin genelinde 200’ün üzerinde alt sektöre yarattığı talep ve istihdam gücüyle lokomotif rolü üstlenen inşaat sektörünün önde gelen kuruluşlarını temsil eden Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), ekonomi çevreleri ve sektör tarafından ilgiyle takip edilen İnşaat Sektörü Analizi Raporu’nun Ekim 2024 sayısını yayımladı. “Ekonomi Yönetimlerinin Zor Kararı; Enflasyon mu, Büyüme mi?” başlıklı analizde, küresel ve ulusal ekonomi ile inşaat sektörüne ilişkin veriler değerlendirildi.

Raporda, “Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi”nin etkisiyle bu yıl yurt dışına odaklanan Türk müteahhitlerin Ocak-Eylül 2024 dönemi itibarıyla Türk inşaat sektörü tarafından yurt dışında 11,8 milyar dolar tutarında 161 proje üstlenildiği vurgulandı. Böylece sektörün 1972 yılında Libya ile yurt dışı pazara açılmasından bu yana ulaştığı uluslararası proje portföyü büyüklüğünün, 137 ülkede üstlenilen 12.297 projeyle toplam 515,8 milyar dolara ulaştığının ifade edildiği raporda, “2024 yılının ilk dokuz ayında yurt dışında en çok iş üstlenilmiş ülke 2,3 milyar ABD Doları ile Suudi Arabistan olurken, 1,7 milyar ABD Doları ile Cezayir ikinci, 1,2 milyon ABD Doları ile de Gabon üçüncü sırada yer almıştır” denildi.

Sıkılaştırma politikalarının finansman üzerindeki etkisi ağırlaştı

Raporda, 2024 yılının üçüncü çeyreğinde dezenflasyon sürecinin etkilerinin inşaat sektöründe daha da belirginleştiği ve sıkılaştırma politikalarının finansman üzerindeki etkisinin ağırlaştırıldığı belirtilirken, “Özellikle kredi büyümesine getirilen sınırlar, yüksek finansman maliyetleri ve likiditenin azaltılması önümüzdeki dönemde inşaat sektörünün büyümesini sınırlayacak en önemli unsurlar olarak öne çıkmıştır. Öte yandan Kamuda Tasarruf ve Tedbir Paketi kapsamında önümüzdeki dönemde deprem bölgesinin yeniden imarı ve zorunlu haller dışında yeni yatırım yapılmayacağı, devam eden kamu projelerinde %75’i tamamlanan projelere öncelik verileceğinin açıklanmasının ardından yavaşlatılan veya durdurulan projelerin müteahhitleri bu yükü taşıyamaz hale gelmiştir.” ifadelerine yer verildi. Raporda, Türkiye Müteahhitler Birliği tarafından her fırsatta kamuoyunun gündemine taşınan bu sorunun “Yurt Dışı Müteahhitlik Hizmetleri Ödül Töreni”nde TMB Başkanı M. Erdal Eren tarafından törene katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan huzurunda bir kez daha dile getirildiği hatırlatıldı.

Teminat mektubu sorunu rekabet gücünü olumsuz etkiliyor

Raporda, yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinin başarısının önündeki en önemli engel olarak ortaya çıkan yurt dışında üstlenilen projelerde Türk bankalarının teminat mektuplarının doğrudan kabul edilmemesi sorununun çözümü için çalışmaların TMB öncülüğünde sürdürüldüğü belirtildi. “Yurt Dışı Müteahhitlik Hizmetleri Ödül Töreni”nde yaptığı konuşmada TMB Başkanı M. Erdal Eren’in “Sektörümüz açısından son derece önemli ve öncelikli konu Türk bankalarının teminat mektuplarının faaliyette bulunduğumuz ülkeler tarafından doğrudan kabul edilmemesidir. Teminat mektuplarının kontr-garantisi için ödemek zorunda kaldığımız yüksek komisyon tutarları maliyetlerimizi artırmakta ve rekabet gücümüzü olumsuz yönde etkilemektedir. Bu bağlamda, Türk bankaları tarafından verilen teminat mektuplarının faaliyette bulunduğumuz ülkelerde doğrudan kabulünün sağlanması için Hazine ve Maliye Bakanlığı, BDDK, Bankalar Birliği, Eximbank ve ilgili diğer kuruluşların iş yaptığımız ülke makamlarına uluslararası standarttaki bankacılık sektörümüzü ve denetim standartlarımızı anlatmalarının faydalı olacağını düşünüyoruz. Bunun yanı sıra Libya, Suudi Arabistan, Türk Cumhuriyetleri ve Irak gibi çok yakın temasta olduğunuz ülkelerin en üst düzey yöneticileri ile yapacağınız siyasi görüşmelerde konunun tarafınızdan gündem maddesi yapılması kesinlikle daha etkili olacaktır.” sözleriyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan bizzat destek istediği ifade edildi.

Türkiye Müteahhitler Birliği’nce 2024 yılının ilk dokuz ayının değerlendirildiği raporda, inşaat sektörüne ilişkin özetle şu tespitlere de yer verildi:

TÜRK MÜTEAHHİTLER İKİNCİLİĞİNİ KORUYOR:

Dünya çapında referans alınan inşaat sektörü dergisi ENR’ın (Engineering News Record), her yıl müteahhitlerin bir önceki yılda ülkeleri dışındaki faaliyetlerinden elde ettikleri gelirleri esas alarak yayımladığı “Dünyanın En Büyük 250 Uluslararası Müteahhidi Listesi” 16 Eylül’de açıklanmış; Türkiye, 43 firma ile listede ikinci sıradaki yerini 2024 yılında da korumuştur. Listede ilk 100 firma arasına 6 Türk firması girmeyi başarırken, bir Türk firması da ilk 50 arasında yer bulmuştur.

IRAK’A ÖNCÜ ZİYARET:

Irak’ın kalkınma Yolu projesi ve bununla birlikte ülkede yapılması planlanan projelerde Türk müteahhitlik firmalarının yer almasını teminen görüşmeler yapmak amacıyla 18-19 Kasım tarihinde Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda ve TMB iştiraki ile Basra ve Bağdat’a düzenlenecek gezi öncesinde 15-17 Ekim tarihleri arasında Bağdat’a TMB Başkanı M. Erdal Eren başkanlığında Yönetim Kurulu üyelerinden oluşan bir öncü müteahhitlik heyeti ziyareti düzenlenmiştir. Ziyaret sırasında, iki ülke arasında inşaat alanındaki ilişkilerin geliştirilmesi imkanları üzerinde durulmuş ve Türk müteahhitlik firmalarının talip olduğu Kalkınma Yolu, Bağdat metro ve çevre yolu ile hastane, konut ve sulama projeleri gibi Irak’ın önümüzdeki dönem projeleri hakkında ilk elden bilgi alınmıştır.

KONUT SATIŞLARINDA 21 AYIN ZİRVESİNDE:

İlk el konut satış sayısı Eylül ayında yıllık bazda %47,1 artarak 44 bin 858 olmuş, toplam konut satışları içinde ilk el konut satışının payı %31,8 olarak gerçekleşmiştir. İlk el konut satışları Ocak-Eylül döneminde ise yıllık bazda %12,0 artışla 300 bin 879 olmuştur. Türkiye genelinde ikinci el konut satışları Eylül ayında yıllık bazda %33,1 artış göstererek 96 bin 61 olmuş, toplam konut satışları içinde ikinci el konut satışının payı %68,2 olmuştur. İkinci el konut satışları Ocak-Eylül döneminde ise aylık bazda %2,4 azalarak 646 bin 357 olarak gerçekleşmiştir.

YABANCILARA KONUT SATIŞI DÜŞÜŞE DEVAM ETTİ:

Yabancılara yapılan konut satışları Eylül ayında yıllık %31,0 azalarak 2 bin 22 olmuş, Eylül ayında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı %1,4 olarak gerçekleşmiştir. Yabancılara yapılan konut satış sayısının en fazla olduğu iller sırasıyla 783 ile İstanbul, 548 ile Antalya ve 210 ile Mersin olmuştur. Yabancılara yapılan konut satışları Ocak-Eylül döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %39,1 azalarak 17 bin 90 olarak gerçekleşmiştir. Eylül ayında ülke uyruklarına göre en fazla konut satışı sırasıyla 346 ile Rusya Federasyonu, 163 i
le İran ve 139 ile Irak vatandaşlarına yapılmıştır.

Prizmabet giriş: Erdoğan: Acıları değil sevinçleri yarıştırmak istiyoruz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla görüntülü mesaj yayımladı.

Türkiye’de ve yurt dışında yaşayan bütün vatandaşların bayramını tebrik eden Erdoğan, “Ülkemizde ve dünyanın farklı coğrafyalarında bayram sevincimizi paylaşan dostlarımızın, misafirlerimizin tamamına ülkem ve milletim adına teşekkürlerimi sunuyorum. Bugün, Cumhuriyetimizin yeni asrının ilk yıl dönümüne erişmenin mutluluğunu ve haklı gururunu yaşıyoruz” dedi.

Cumhuriyetin 101’inci kuruluş yıl dönümünü kutlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, binlerce yıllık devletler silsilesinin son ve ebedi halkası olan Cumhuriyetin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere devletin kurucu kadrolarını şükranla yad etti.

Malazgirt’ten bugüne istiklal ve istikbal için vatan topraklarını kanlarıyla sulayan şehitlere ve gazilere Allah’tan rahmet dileyen Erdoğan, “Savunma sanayimizin lider kuruluşu TUSAŞ’a yönelik saldırıda verdiğimiz şehitlerimiz başta olmak üzere istiklalimiz uğrunda bir gül bahçesine girer gibi toprağa düşen her bir kardeşimiz, kalbimizde daima yaşayacaktır” değerlendirmesini yaptı.

“Türkiye’yi ilelebet payidar kılmakta kararlıyız”

Hüseyin Nihal Atsız’ın, “Kahramanların Ölümü” şiirinden, “İnsan büyür beşikte, mezarda yatmak için. Ve kahramanlar can verir, yurdu yaşatmak için” dizelerini okuyan Erdoğan, şöyle devam etti:

“Şairin işaret ettiği gibi gönül coğrafyamızın geniş sınırlarında hüküm sürmüş devletlerimizin kurulmasında, yaşatılmasında, tarihe silinmez izler bırakmasında rol almış kahramanlarımızın her birini kemal-i edeple anıyorum. Anadolu topraklarında Selçuklu’dan Osmanlı’ya ve nihayet Cumhuriyet’e uzanan devletlerimizin mirası olan bağımsız, güçlü, onurlu, müreffeh Türkiye’yi ilelebet payidar kılmakta kararlıyız.”

Türk milletinin, Cumhurbaşkanlığı Forsu’ndaki 16 yıldızda manasını bulan, 2 bin 200 yılı aşan köklü bir devlet geleneğine sahip olduğunu belirten Erdoğan, bu köklü devlet birikimini, soydaşlar ve dostların da iştirakiyle insanlığın ortak mirasına en büyük katkıyı sunacak şekilde kullanmayı, geliştirmeyi ve güçlendirmeye hedeflediklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hem ülke sınırlarımız içinde hem bölgemizde hem dünyada barışın, huzurun, güvenliğin ve adaletin hakim kılınması için milletimizin bu kadim tarihi perspektifine ve medeniyet değerlerimize daha sıkı sarılacağız. Verdiğimiz mücadelenin gayesine ulaşmasını ne terör örgütleri ne yayılmacı heveslerle bölgemizi kana ve ateşe bulamaya çalışanlar ne de onları destekleyip, şımartan emperyalistler engelleyebilir” diye konuştu.

Bu amaçla nerede eksiklik varsa hepsini birer birer tamamlayarak, Türkiye’yi muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarmak için gece-gündüz çalıştıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimizin desteğiyle geride bıraktığımız bu dönemde, çok büyük fedakarlıklar yaparak nice sinsi oyunları ve tuzakları bozarak, nice hain saldırıları boşa çıkartarak, gerçekten çok önemli kazanımlar elde ettik.” dedi.

“Aydınlık yarınlara kavuşmak için aşmamız gereken az sayıda engel kaldı”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, güvenlikten teknolojiye, diplomasiden ekonomiye her alanda yapılan fedakarlıkların karşılığının alınacağı bir sürecin arifesinde olunduğunu belirterek, şunları kaydetti:

“Türkiye Yüzyılı olarak adlandırdığımız, aydınlık yarınlara kavuşmak için önümüzde aşmamız gereken az sayıda engel, çözmemiz gereken az sayıda sorun kaldı. Ülkemizi güvenlik tehditleri başta olmak üzere diğer alanlarla birlikte ekonomide de çökertme girişimlerinin, son 6 yılda milletimizin hayatında yol açtığı zorlukların farkındayız. Aynı şekilde 40 yıldır enerjimizi sömüren, kardeşliğimizi kemiren, bizi hedeflerimizden uzaklaştıran terör belasını tüm imkanlarımızı kullanarak artık tarihe gömmemiz gerektiğini de biliyoruz. Acıları değil, sevinçlerimizi yarıştıracağımız, yoklukları değil, zenginliklerimizi paylaşacağımız, karamsarlığı değil, umutlarımızı filizlendireceğimiz bir Türkiye’nin kapılarını sonuna kadar açmak istiyoruz.

Geçtiğimiz yılki Cumhuriyet Bayramı mesajımızda da ifade ettiğimiz gibi her ne yapıyorsak harici ve dahili bedbahtlara aldırmadan, ‘Büyük ve Güçlü Türkiye’ ülküsünü yüceltmek niyetiyle yapıyoruz. Allah’ın yardımı, milletimizin feraseti ve desteği, ülkemizin siyasi ve askeri gücü sayesinde girdiğimiz yeni dönemden Cumhuriyetimizi daha da güçlenmiş olarak çıkartmak azmindeyiz. Hangi kökenden, meşrepten, siyasi görüşten olursa olsun milletimizin tüm fertlerinin, dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın tüm dostlarımızın, bu tarihi mücadelemizde yanımızda olacağına yürekten inanıyorum. Rabb’im yar ve yardımcımız olsun. Bu duygularla Türkiye’de ve yurt dışında yaşayan tüm vatandaşlarımızın Cumhuriyet Bayramını gönülden tebrik ediyorum. Şehitlerimizin ruhları şad, mekanları ali, hatıraları baki olsun. Cumhuriyetimizin 101’inci yıl dönümü kutlu olsun.”

 Prizmabet, online bahis ve oyun sektöründe önemli bir yer edinen bir platform olarak dikkat çekiyor. Spor bahislerinden canlı casino oyunlarına kadar geniş bir oyun yelpazesi sunan site, kullanıcılarına eğlenceli ve kazançlı bir deneyim vaat ediyor. Güvenlik ve adalet konusunda sıkı standartlara sahip olan Prizmabet, kullanıcılarının memnuniyetini önceliklendiriyor ve çeşitli promosyonlar ile daha da cazip hale geliyor. Mobil uyumluluğu sayesinde her yerden erişilebilen site, kullanıcı dostu arayüzü ile de her seviyeden oyuncuya hitap ediyor. Prizmabet, dinamik yapısı ve sürekli güncellenen oyun seçenekleri ile online bahis ve casino dünyasında öne çıkmayı başarıyor.

Prizmabet giriş: İş dünyasından Cumhuriyet mesajı: Bize düşen üretimle büyümeyi sağlamak

İş dünyası temsilcileri 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla mesaj yayımladı. Gelen mesajlarda, cumhuriyetin sürdürülebilir bir biçimde kalkınma ve muasır medeniyetler seviyesini aşılması için rehberlik edecek kurumları, kuralları ve zihniyeti inşa ettiğine dikkat çekilerek, iş dünyasının üzerine düşenin de üretimle büyümeyi yakalamak olduğu görüşü ortaklaştı.

İş dünyasının 29 Ekim mesajları özetle şöyle:

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılının ilk yılını kutlamanın herkes için çok anlamlı ve değerli olduğunu bildirdi.

Çağdaş bir toplum kurma yolunda en önemli yenilik olan Cumhuriyet’in 101 yıl önce ilanıyla, egemenliğin Türk milletine geçmesinin tarihte yeni bir sayfa açtığını belirten Bahçıvan, “Geçen bir asırda Cumhuriyetimiz güçlendi ve derinlere kök saldı. Cumhuriyetimizin 101. yılında 29 Ekim Cumhuriyet Bayramınızı kutluyor, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Cumhuriyet’in ilanında emeği olan herkesi rahmet ve saygıyla anıyorum” ifadelerini kullandı.

“Cumhuriyet, bir yönetim biçiminden çok daha fazlasını temsil ediyor”

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’nden (TÜSİAD) yapılan açıklamada, Cumhuriyet’in 101. yaşını kutlarken, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının saygı ve minnetle anıldığı, Atatürk’ün gösterdiği çağdaş medeniyet yolunda kararlılıkla ilerlemeye devam edildiği belirtildi.

Her 29 Ekim’in Cumhuriyet’in özgürlük, eşitlik, adalet, demokrasi ve toplumsal refah gibi kazanımlarına olan minnet duygusunu ifade etme fırsatı olduğu kaydedilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

“Cumhuriyetin en önemli kazanımlarından biri geleceğe duyulan güvendir. 101 yıl önce Cumhuriyet, ulusumuzun kendi geleceğine güvenmesini sağladı. Sürdürülebilir bir biçimde kalkınmamız ve muasır medeniyetler seviyesini aşmamız için bizlere rehberlik edecek kurumları, kuralları ve zihniyeti inşa eden Cumhuriyet oldu. Cumhuriyet, bu yönüyle bugün bizler için bir yönetim biçiminden çok daha fazlasını temsil ediyor. Cumhuriyet değerlerine ve kazanımlarına sahip çıkmanın yolu demokrasi, laiklik, ifade özgürlüğü ve hukukun üstünlüğü ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kalmaktan geçiyor.”

Açıklamada Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında çağın gerektirdiği dönüşümün doğru okunması gerektiği belirtilerek, şu değerlendirmelere yer verildi:

“Çağın gerektirdiği dönüşüme uyum için Cumhuriyet’in temel kazanımlarından olan çağdaş ve eşit eğitim kritik önemdedir. Cumhuriyetimizin ilanından hemen sonra yurt çapına yayılan eğitim seferberliği, ülkemizin kalkınma hikayesinin de temeli olmuştur. Yurdun dört bir yanından doktorlar, mühendisler, bilim insanları, girişimciler, sanatçı ve sporcular böyle yetişmiştir. Bugün de bilim ve teknolojideki baş döndürücü gelişmeleri yakalayarak tüm dünyayla her alanda rekabet edebilen bir ülke olabilmek için bilimsel, çağdaş ve herkesi kapsayan bir eğitim seferberliğini yeniden birinci öncelik yapmalıyız. Bunun için kamunun kaynak tahsisinde eğitim önceliklendirilmeli ve çok daha fazla kaynak eğitime ayrılmalıdır. Çağın gerektirdiği becerilerle geleceğe hazırladığımız nesiller ile Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında yeni bir kalkınma hikayesini birlikte yazabiliriz.”

Sülyman Sönmez/TÜRKONFED: Cumhuriyet Türkiye’ye sivil iradeyi kazandırdı

Türk İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez, ilk asrında olduğu gibi, Cumhuriyetin ikinci asrında da en temel sorumluluğun, Cumhuriyeti ve kazanımlarını her yaşamak ve yaşatmak olduğunu kaydetti. Cumhuriyet’in, tüm kazanımlarının yanında Türkiye’ye modern toplum anlayışını, kamu kurum ve kuruluşlarını denetleyen sivil iradeyi kazandırdığını vurgulayan Sönmez, “Cumhuriyetin bu kazanımını tarih haklı çıkarmıştır. Zira dünyada hiçbir demokrasi, arkasında sivil toplumun desteği olmadan gelişmemiş, ayakta kalamamıştır. Dolayısıyla sivil toplumun attığı her adım, içinden çıktığı ülkeyi ve hatta çevresindeki dünyayı dönüştürme potansiyeli taşır. Türkiye için de bu böyledir. TÜRKONFED olarak biz, ülkemizin üretme ve değer yaratma kültürünün beşiği olan Anadolumuz’un, değişen dünyanın dinamiklerine uyum sağlama çabalarına ortak bir ses ve yön vermeyi amaçlıyoruz” diye konuştu.

Rifat Hisarcıklıoğlu/TOBB: Bize düşen, üretimle büyümeyi sağlamak

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Cumhuriyet’in 101. yıl dönümünü gurur ve sevinçle kutladıklarını belirterek, “29 Ekim 1923, tarihimizin en önemli, en gururlu günlerinden birisidir. Milletimize en çok yakışan yönetim biçimi olduğuna inandığımız Cumhuriyet’imizin ilan edildiği bu tarih, aslında içerisinde büyük destansı bir kurtuluş mücadelesini, işgal kuvvetlerine karşı, cephelerde canları pahasına çarpışan gençlerimizin, askerlerimizin kahramanlıklarını, bu milletin bağımsızlığından asla vazgeçmeyeceğini, azmi, kararlılığı, daha pek çok şeyi barındırır” ifadesini kullandı. Hisarcıklıoğlu, kökleri binlerce yıla dayanan Türkiye Cumhuriyeti’nin, bu topraklarda kader birliği yapmış milyonların en güzel ortaklığı olduğuna işaret ederek, şu değerlendirmede bulundu:

“Türk iş dünyası olarak bizlere düşen yeni yatırımlarla, üretimle, ticaretle, ekonomik büyümeyi sağlamaktır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere canlarını ortaya koyarak bize bu vatanı kazandıran, varlığımızı borçlu olduğumuz ecdadımızı, ülkemizin istiklali ve istikbali için cansiperane mücadele edenleri, gazi ve şehit olan tüm vatan evlatlarını rahmetle ve minnetle anıyorum.”

Özgür Burak Akkol/TİSK: Geleceğe taşıyacağımız en değerli hazinemiz

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol, Milli Mücadele destanının 29 Ekim 1923’te cumhuriyet ile taçlandığını kaydetti. Akkol, şöyle devam etti:

“Atatürk’ün ‘En büyük eserim’ diye ifade ettiği cumhuriyetimiz, bizim de gelecek nesillere taşıyacağımız en değerli hazinemizdir. Bu bilinçle, TİSK ailesi olarak işçi, işveren, devlet ayrımı yapmadan, tüm paydaşlarımızla birlikte ve sosyal diyalog içinde her daim ülkemizi daha da ileriye taşımanın azim ve kararlılığında olacağız. Cumhuriyetimizin asırlık kazanımları ve başarıları karşımıza çıkan her türlü engeli göğüslemek için bizlere en büyük gücü vermektedir. Bu duygu ve düşüncelerle, şahsım ve Konfederasyonumuz adına, Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere tüm şehitlerimizi rahmetle anıyor, gazilerimize saygı ve minnetlerimi sunuyorum” diye konuştu.

Mahmut Aslan/Hak-İş: İkinci yüzyılda geleceğe emin adımlarla ilerliyoruz

HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, Cumhuriyet’in 101. kuruluş yıl dönümünün, Türkiye işçi hareketine, çalışma hayatına ve tüm halka hayırlı olmasını diledi. Arslan, 29 Ekim 1923’te büyük zorluklar, özveri, gayret ve kahramanlıklarla kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin bir asırlık şanlı tarihiyle geleceğe emin adımlarla yürüdüğünü ifade etti. Cumhuriyet’in geçmişten geleceğe uzanan bir beraberlik olduğuna vurgu yapan Arslan, “Kuruluşundan bu yana Cumhuriyet’in en önemli teminatı, halkımızın cumhuriyet ideallerini sahiplenmesi ve koruma iradesi olmuştur.” değerlendirmesinde bulundu. Arslan, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana dünyada eşi görülmemiş başarılara imza att
ığını, modern bir devlet olarak tüm alanlarda “Tam bağımsız Türkiye” hedefine ulaşma noktasında önemli aşamalar kaydettiğini belirtti.

Erdal Eren/TMB: Temelleri sağlamlaştırmaya devam ediyoruz

Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı Erdal Eren de Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla başta Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Cumhuriyet tarihinin tüm kahramanlarını saygı ve minnetle andıklarını bildirdi. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ben ekonomik yaşam denince tarım, ticaret, sanayi etkinliklerini ve bütün bayındırlık işlerini birbirinden ayrı düşünülmesi doğru olmayan bir bütün sayarım” sözünü hatırlatan Eren, şunları kaydetti: “Türk inşaat sektörü olarak bizler de üzerimize düşen bu büyük vazifeyi yerine getirmek için var gücümüzle çalışıyor, ülkemizin her köşesinde yükselen projelerle Cumhuriyet’imizin temellerini daha da sağlamlaştırmaya devam ediyoruz. Bağımsızlık ve çağdaşlaşma yolunda atılan her adımda bizler de altyapılar inşa ederek sadece şehirlerimizi değil ülkemizin geleceğini şekillendiriyoruz. Cumhuriyet’in bizlere kazandırdığı değerler doğrultusunda, uluslararası arenada elde ettiğimiz başarılar ve global işbirliklerimizle gurur duyuyoruz.”

Bendevi Palandöken/TESK: Cumhuriyet, özgürlük idealinin somutlaşmış halidir

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken Türkiye Cumhuriyeti’nin yalnızca bir yönetim biçimi değil, milletin bağımsızlık mücadelesinin ve özgürlük idealinin somutlaşmış hali olduğunu aktardı. Palandöken, Cumhuriyet’in Kurucusu Atatürk’ün “En büyük eserim” dediği Cumhuriyet’i korumanın ve onun değerlerine sahip çıkmanın görev olduğuna işaret ederek, “Cumhuriyet, eşitlik, özgürlük ve adaletin her bireyin hayatında yer bulması için var olan bir idealdir. Cumhuriyet, geleceğimizin teminatıdır. Bu anlamlı günde Cumhuriyet’imizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere bağımsızlık mücadelemizin tüm kahramanlarını minnet ve rahmetle anıyoruz” dedi.

Seyit Aardıç/ ASO: Sanayiciler Cumhuriyet’in verdiği özgüvenle geleceğe umutla bakıyor

Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç da Cumhuriyet’in 101. yılını coşkuyla kutlamanın mutluluğunu yaşadıklarını bildirdi. Mustafa Kemal Atatürk’ün “Endüstrileşmek, en büyük milli davalarımız arasında yer almaktadır” sözleriyle milli sanayiyi oluşturmak için kritik adımlar attığına dikkati çeken Ardıç, “Biz sanayiciler de Cumhuriyet kurulduğundan beri bu milli davanın neferleriyiz. Aradan geçen bir asırda ülkemiz, devletin ve özel sektörün kurduğu sanayi tesisleriyle tarım ülkesinden sınai ülkesine dönüştü.” değerlendirmesini yaptı. Ardıç, sanayicilerin, Cumhuriyet’in verdiği özgüvenle geleceğe umutla baktığını belirterek, mesajını şöyle tamamladı: “Cumhuriyet’imizin kurucusu Ulu Önder’imiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ve şehitlerimizin emaneti olan güzel vatanımızı daha ileriye taşımak, kalkınma hedeflerimize ulaşmak için birlik ve beraberlik içinde daha fazla üreteceğiz. Cumhuriyet’imize sonsuza kadar sahip çıkacağız.”

Gürsel Baran/ATO: Cumhuriyet milletimizin alın ve akıl teriyle ilelebet payidar kalacaktır

Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran da milletin kayıtsız şartsız egemenliğini esas alan Cumhuriyet’in, istiklal ve istikbalin en güçlü teminatı olduğunu vurguladı. Cumhuriyet’in temellerini birlik ve beraberlik içerisinde çalışarak güçlendirdiklerini aktaran Baran, “Birliğimize, bütünlüğümüze, gelişmemize, ilerlememize yönelik hiçbir saldırı bizi yolumuzdan döndüremez. Cumhuriyetimiz, milletimizin alın ve akıl teriyle ilelebet payidar kalacaktır.” ifadelerini kullandı. Baran, Cumhuriyet’in her türlü güçlüğe rağmen ay-yıldızlı bayrağı yere düşürmeyenlerin destanı olduğunun altını çizerek, “Bu önemli günde, Cumhuriyet’imizin banisi Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve tüm kahramanlarımızı rahmet ve minnetle anıyorum. Cumhuriyet’imiz, milletimizin alın ve akıl teriyle ilelebet payidar kalacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.

Emre Kartaloğlu/TÜRMOB: Cumhuriyet, yeniden dirilişin simgesi

Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) Genel Başkanı Emre Kartaloğlu da Kurtuluş Savaşı’nın ulusun var olma savaşı, Cumhuriyet’in ise yeniden dirilişinin simgesi olduğunu belirtti. Cumhuriyet’in, özgürlüğün ve birliğin güvencesi olmaya devam edeceğine dikkati çekerek, mesajını şöyle tamamladı: “Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘Geleceğe güçlü biçimde ulaşabilmek, Cumhuriyet’imizi korumak ve yaşatmakla olanaklıdır.’ sözüyle bizlere önemini en iyi şekilde vurguladığı Cumhuriyet’imizin 101’inci yılını kutluyoruz. Cumhuriyet’in Kurucusu Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını ve şehitlerimizi rahmetle anıyor, Cumhuriyet’imizi ilelebet yaşatma kararlılığımızı bir kez daha ifade ediyoruz.”

“Bize düşen daha müreffeh bir Türkiye yolunda çabalamak”

İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Başkanı Ali Kopuz ise Türk milletinin bağımsızlık ve varoluş mücadelesi olan İstiklal Savaşı’nın temelleri üstüne kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin, Türk milleti için sadece bir yönetim biçimi değil, aynı zamanda bağımsızlığının da tezahürü olduğunu belirtti.

Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında kendilerine düşen görevin “kuruluşunda olduğu gibi bugün de şehitlerin kanıyla bedel ödedikleri Türkiye Cumhuriyeti’ne sahip çıkmak ve daha müreffeh bir Türkiye yolunda çabalamak” olduğunu vurgulayan Kopuz, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Her türlü teröre ve ona destek olan dahili ve harici bedhahlara geçit vermeyeceğimizi en güçlü biçimde göstermektir. ‘Hazır ol cenge, eğer ister isen sulh-ü salâh’ düsturuyla büyük atılım yaptığımız, son teknolojiyle geliştirilmiş yerli ve milli savunma kabiliyetimiz ve dinamik beşeri sermayemizle oyun kuran bir ülke olma yolunda ilerlemektir. Cesur atalarımızın kurduğu Cumhuriyetimizi korumak için bizler de en az onlar kadar korkusuz olmalıyız. Unutulmamalıdır ki Türkiye Cumhuriyeti, Türk milletinin ayrılmaz bir parçası ve varlığının teminatıdır. Bu duygularla, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 101. yılında, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı tebrik ediyor, başta Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti’nin payidar olması için kuruluşundan bugüne kadar şehadet şerbeti içen kahraman şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.”

 Prizmabet, online bahis ve oyun sektöründe önemli bir yer edinen bir platform olarak dikkat çekiyor. Spor bahislerinden canlı casino oyunlarına kadar geniş bir oyun yelpazesi sunan site, kullanıcılarına eğlenceli ve kazançlı bir deneyim vaat ediyor. Güvenlik ve adalet konusunda sıkı standartlara sahip olan Prizmabet, kullanıcılarının memnuniyetini önceliklendiriyor ve çeşitli promosyonlar ile daha da cazip hale geliyor. Mobil uyumluluğu sayesinde her yerden erişilebilen site, kullanıcı dostu arayüzü ile de her seviyeden oyuncuya hitap ediyor. Prizmabet, dinamik yapısı ve sürekli güncellenen oyun seçenekleri ile online bahis ve casino dünyasında öne çıkmayı başarıyor.

Prizmabet giriş: Almanya’da daralma beklentisi

Alman Sanayi ve Ticaret Odaları Birliği (DIHK) tarafından yapılan Alman ekonomisine ilişkin büyüme tahminleri güncellemesinde, bu yıl için Almanya’nın Gayri Safi Yurtiçi Hasılasına (GSYH) ilişkin büyüme beklentisi yüzde 0’dan eksi 0,2’ye indirildi. Birlik, Alman ekonomisinin gelecek yıl da büyümeyeceğini öngördü.

Açıklamada, Almanya’da tüm sektörlerden yaklaşık 25 bin şirketle yapılan ankette, şirketlerin yüzde 31’nin mevcut iş durumlarının daha da kötüye gitmesini beklediği aktarıldı.

Bir önceki ankette bu oran yüzde 26 olarak kayıtlara geçmişti.

DIHK’ya göre, ülkede şirket yatırımları hala Kovid-19 öncesi seviyelerin çok altında. Şirketlerin üçte biri yatırımlarını azaltmak isterken sanayide bu rakam yüzde 40’a kadar çıkıyor.

Wansleben: Kalıcı bir yapısal krizle de karşı karşıyayız

Alman Sanayi ve Ticaret Odaları Birliği (DIHK) Genel Müdürü Martin Wansleben, konuya ilişkin değerlendirmesinde, “Almanya’da sadece ekonomik bir krizle değil, aynı zamanda kalıcı bir yapısal krizle de karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.

Almanya’da “çok az yatırım, çok fazla bürokrasi ve çok yüksek maliyet” olduğunu anlatan Wansleben, “Alman ekonomisi sıkışmış durumda. Avrupa’da ve uluslararası alanda geride kalıyor” dedi.

Wansleben, Alman şirketlerin işlerin daha da kötüye gidebileceği endişesi taşıdıklarını aktararak, gelecek yıl için de sadece sıfır büyüme beklediklerini dile getirdi. Martin Wansleben, “2025 yılına ilişkin rakamlarımız iyimser olmamıza izin vermiyor. Aksine, bazı yerlerde şirketlerden gelen geri bildirimler işlerin daha da kötüye gidebileceğine dair endişeleri artırıyor. Bu, gayrisafi yurtiçi hasılada reel büyümenin olmadığı üst üste üçüncü yıl olacak” dedi.

Yaz başındaki zayıf beklentilerin artık “iş dünyasının gerçekliği haline geldiğini” bildiren Wansleben, şunları kaydetti:

“Ekonomide bir toparlanma umudu ya da orta ve uzun vadede enerji fiyatlarının düşmesi veya gelirlerin artması gibi bir ekonomi politikası atılımı bu beklentileri aydınlatmıyor. Almanya’nın Avrupa için ekonomik bir yük haline gelmesinden ve artık ekonomik itici güç rolünü yerine getirememesinden büyük endişe duyuyoruz. Gerçek bir yapısal kriz yaşıyoruz. Yüksek enerji ve personel maliyetleri, aşırı bürokrasi ve vergi yükünün yanı sıra jeopolitik belirsizlikler ve yurtiçi ve yurtdışından gelen talepte bir çöküş söz konusu.”

2023’te yüzde 0,3 küçülen ekonomi, 2002 ve 2003’te yalnızca iki yıl art arda küçülmüştü.

Alman ekonomisi yeniden resesyona girme riskiyle karşı karşıya

Almanya, 10 yıllık ekonomik büyümenin ardından salgının ilk yılı olan 2020’de, 2009’dan beri ilk kez resesyon yaşamıştı.

Ifo, 5 Eylül’de, ülkenin 2024 ve gelecek yıla ilişkin büyüme tahminini, zayıf yatırım ve sipariş durumu nedeniyle yüzde 0,4’ten sıfıra düşürmüştü.

Uluslararası Para Fonu (IMF) da 22 Ekim’de Almanya’nın bu yıl için büyüme beklentisini yüzde 0,2’den sıfıra indirmişti.

Alman ekonomisi geçen yıl da alışılmışın dışında yüksek düzeydeki enflasyonun satın alma gücünü etkilemesi, yüksek enerji fiyatları, düşen yatırımlar, zayıf dış talep ve faiz oranlarının yüksekliği gibi nedenlerle bir önceki yıla göre yüzde 0,3 daralmıştı.

Ülke G7 ülkeleri içinde küçülen tek ülke olmuştu. Almanya, bu yıl da küçülürse, 2023’te olduğu gibi G7 ekonomileri arasında daralan tek ülke olacak.

Alman hükümeti “Büyüme Girişimi-Almanya için Yeni Ekonomik Dinamikler” adı verilen bir büyüme paketi ile ekonomiyi canlandırmayı hedefliyor.

Paket, rekabetçiliğin güçlendirilmesi, bürokrasinin azaltılması, daha iyi çalışma teşvikleri, güçlü bir ekonomi için etkin bir finans merkezi ve yarının ekonomisi için verimli enerji piyasası gibi beş alanda 49 önlem içeriyor.

Ülkenin üçüncü çeyreğe ilişkin GSYH verileri 30 Ekim’de açıklanacak.

 Prizmabet, online bahis ve oyun sektöründe önemli bir yer edinen bir platform olarak dikkat çekiyor. Spor bahislerinden canlı casino oyunlarına kadar geniş bir oyun yelpazesi sunan site, kullanıcılarına eğlenceli ve kazançlı bir deneyim vaat ediyor. Güvenlik ve adalet konusunda sıkı standartlara sahip olan Prizmabet, kullanıcılarının memnuniyetini önceliklendiriyor ve çeşitli promosyonlar ile daha da cazip hale geliyor. Mobil uyumluluğu sayesinde her yerden erişilebilen site, kullanıcı dostu arayüzü ile de her seviyeden oyuncuya hitap ediyor. Prizmabet, dinamik yapısı ve sürekli güncellenen oyun seçenekleri ile online bahis ve casino dünyasında öne çıkmayı başarıyor.

Türkiye, Hollanda’ya yüksek nitelikli göç veren ülkeler arasında zirveye oynuyor

Hollanda İstatistik Ofisi tarafından Temmuz 2024’te yayımlanan verilere göre, 2023’te Hollanda’ya yüksek nitelikli göçmen (HSM) sıfatıyla 21.500 kişi taşındı. Türkiye, bilgi göçmeni olarak da anılan HSM göçü veren ilk dört ülke arasında yer aldı.

Yürüttüğü yüksek nitelikli göçmen (highly skilled migrant | HSM) programıyla Hollanda işgücü piyasasında az bulunan bilgi çalışanlarını ülkesine davet eden Hollanda, 2023’e ilişkin yüksek nitelikli göçmen verilerini açıkladı. Hollanda İstatistik Ofisi (CBS) tarafından Temmuz 2024’te yayımlanan veriler, geçtiğimiz yıl Hollanda’ya yüksek nitelikli göçmen sıfatıyla 21.500 kişinin göç ettiğini gösterdi. Hollanda’da yüksek vasıflı göçmen başvurusu konusunda danışmanlık veren ve uluslararası bordro yönetimi hizmetleri sunan Unusual People BV, 2023 yüksek nitelikli göçmen verilerini ve HSM programının zorlaşan koşullarını değerlendirdi.

Türkiye, Hollanda’ya yüksek nitelikli göç veren ilk dört ülkeden biri

Hollanda hükümeti tarafından paylaşılan veriler, bilgi göçmenleri olarak da anılan yüksek nitelikli göçmenlerin çoğunun Hindistan’dan geldiğini gösterirken, Türkiye, Çin ve Güney Afrika da Hollanda’ya HSM göçü veren ilk dört ülke arasında konumlandı. Öte yandan 2023’te Hollanda’ya HSM olarak taşınanların sayısı, bir önceki yıla göre yaklaşık %20 azaldı.

Konuyla ilgili değerlendirmelerini paylaşan Unusual People BV Yönetici Ortağı Gökhan Doğru, “Hollanda hükümetinin oturma izni kotalarını azaltması ve 2023’te HSM kriterlerini sıkılaştırması, süreci daha zorlu hale getirdi. Buna rağmen Hollanda, Avrupa’da yabancı yetenekleri istihdam etmek isteyenler tarafından tercih edilen ülkelerin başında gelmeyi sürdürüyor. 2023’te HSM kabulü bir önceki yıla kıyasla %20 azalsa da Türkiye Hollanda’ya yüksek vasıflı göçmen kazandıran ülkeler arasında liderliğe oynuyor” diye konuştu.

Koşullar sıkılaştı, uzman desteği şart oldu

Şirketlerin küresel yetenekleri kazanmak, işgücü havuzlarını genişletmek ve çeşitliliği artırmak gibi gerekçelerle uluslararası pazarlardaki nitelikli çalışanlara yöneldiklerini belirten Gökhan Doğru, “Türkiye ve Avrupa Birliği arasında imzalanan, kamuoyunda Ankara Anlaşması olarak da bilinen, Türkiye’den gelen yüksek nitelikli göçmenlere ayrıcalıklar sağlayan anlaşmanın Hollanda’da pratikte etkin biçimde uygulanması, başkenti Amsterdam olan ülkede HSM istihdam etmek isteyen şirketler için Türkiye’yi hedef insan kaynağı havuzlarından biri haline getiriyor.

Ancak anlaşma halen uygulansa da sıkılaştırılan koşullar, Hollanda’da HSM istihdamı süreçlerini bu konudan uçtan uca anlayan ve her adıma rehberlik eden bir şirketle çalışmayı ve bordro süreçlerini dışarıdan temin etmeyi kritik hale getiriyor. Unusual People BV çatısı altında Unusual Payroll ticari adıyla hizmet veren şirketimiz, yüksek vasıflı göçmenleri istihdam eden şirketlerin ihtiyaçlarına göre uyarlanmış kapsamlı bordro ve danışmanlık hizmetleri konusunda uzmanlaşan bir yapı. Unusual Payroll ile işletmelere HSM uygulamalarının karmaşıklığını aşmaları, son düzenlemelere uyum sağlamaları konusunda danışmanlık hizmeti sunuyor; hem işverenlerin hem de çalışanların daha sorunsuz bir geçiş deneyimi yaşamalarına katkıda bulunuyoruz” dedi.

“Küresel pazar ile insan kaynağı arasındaki engelleri kaldırıyoruz”

Schengen bölgesi için yalnızca turistik vize başvurularında dahi çok sayıda evrak sunulduğunu hatırlatan Unusual People BV Yönetici Ortağı Gökhan Doğru, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı:

“Küresel pazara açılmak isteyen kişi ve şirketlerin önünde birçok engel var. Eğitim ve özgeçmiş açısından daha katı yeterlilik kriterleri, artan doküman talepleri, istihdam şartlarına ilişkin daha kapsamlı kanıt talebi ve titiz değerlendirme süreçleri, bekleme sürelerini de uzatıyor. Bu engeller göz önüne alındığında, Unusual Payroll gibi bordrolama ve İK yönetimi şirketlerinin alan uzmanlığı çok daha önemli hale geliyor. Hollanda’da yerleşik, Hollanda ticaret yasalarına bağlı bir biçimde faaliyet gösteren lider bir bordro ve danışmanlık hizmeti sağlayıcısı olan Unusual People BV çatısı altındaki Unusual Payroll, ilk başvurudan nihai onaya kadar tüm süreci dikkatle ele alan, mevzuata uygun şekilde ilerleyen, sürecin gecikmesiz bir biçimde sonuçlanmasını sağlayan bordrolama şirketi arayan işverenlerin yol arkadaşı oluyor. İşletmelerin uluslararası işgücünü etkin bir biçimde yönetmelerine yardımcı olmak için Hollanda göçmenlik yasaları ve bordro düzenlemelerine ilişkin derinlemesine hizmet sunan Unusual Payroll, Türkçe başta olmak üzere farklı pazarlarda şirketlere yerel dillerinde destek vererek global pazar ile insan kaynağı arasındaki bariyerleri ortadan kaldırıyor.”

Ticaret Bakanı Bolat ‘gururla ifade ediyorum’ diyerek duyurdu: 100 milyar dolar seviyesine yaklaştık

Ticaret Bakanlığının desteği ve Türkiye İhracatçılar Meclisinin (TİM) ev sahipliğinde bu yıl 11. kez düzenlenen Türkiye Innovation Week 2024, “Out of the Box: Human, Culture, Model” temasıyla Haliç Kongre Merkezi’nde yapıldı.

Etkinlik kapsamında düzenlenen İnovaLİG Şampiyonları Ödül Töreni; Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ile Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak’ın katılımıyla gerçekleştirildi.

Bakan Bolat, burada yaptığı konuşmada, Türkiye’nin girişimci ruhunun ve yenilikçi kapasitesinin bir göstergesi olan bu tür organizasyonlar sayesinde AR-GE faaliyetleri, teknoloji girişimleri ve inovatif çözümleriyle dünyaya örnek olduğunu belirterek Türkiye Yüzyılı’na yakışır şekilde ülkenin teknolojik ve entelektüel kapasitesinin gelişmesine katkıda bulunduklarını söyledi.

Dünyanın tarihte görülmemiş bir biçimde inovatif dönemin içinden geçmekte olduğunun altını çizen Bolat, “Şirketler ve endüstriler yapay zeka, kuantum, biyoteknoloji, nanoteknoloji, blok zinciri, sanal ve artırılmış gerçeklik gibi teknolojiler ile daha önce yaşanmamış bir dönüşümden geçmektedir. Bu süreç, inovasyon odaklı ilerleyenler ve AR-GE’ye daha çok yatırım yapanların önde koştuğu kazandığı bir dönemdir. Bizler de bu bilinçle, ülkemizin inovasyon ekosistemini daha cazip bir hale getirmek için tüm kaynaklarımızı seferber ederek çalışmalarımızı sürdürüyoruz.” ifadelerini kullandı.

Bolat, “Türkiye Yüzyılı” vizyonu çerçevesinde ülkeyi her alanda olduğu gibi inovasyonda da öncü konuma taşımak için çabalamaya devam ettiklerini ifade ederek “Amacımız, ülkemizi hem bölgesel hem de küresel çapta pek çok startupa, unicorna hatta decacorna ev sahipliği yapan, ileri teknolojiler üreten inovatif firmalar açısından bir cazibe merkezi haline dönüştürmektir.” diye konuştu.

Türkiye’nin teknolojik dönüşümünü sağlayacak ve ihracat kapasitesini artıracak çalışmaları uygulamaya koyduklarına dikkati çeken Bolat, “Son 22 yılda mal ve hizmet ihracatımızı 7,5 katı artırmış bulunuyoruz. Eylül ayı itibarıyla son 12 aylık yıllıklandırılmış mal ihracatımız 261,6 milyar dolar ve hizmetler ihracatımızı 111,1 milyar dolar seviyesine çıkarmış bulunuyoruz.” dedi.

Bolat, ocak-ağustos dönemi verilerine göre cari işlemler açığının 9,7 milyar dolar seviyesine gerilediğini anımsatarak şöyle devam etti:

    “Ağustos ayında cari işlemler hesabımız 4,3 milyar dolar fazla verdi. Son 3 aydır üst üste cari işlemler fazlası vermeyi başardık. Son 12 ayda yıllık bazda 11,3 milyar dolara gerileyen cari işlemler açığı, son 15 ayda tam 44,4 milyar dolar azalmış oldu. Böylece cari işlemler açığının milli gelire oranı yüzde 1’in altına indi.”

“Orta ve yüksek teknolojili ürün ihracatında 100 milyar dolar seviyesine yaklaştık”

Ülkede cari işlemler açığı konusunu sorun olmaktan çıkardıklarını belirten Bakan Bolat, ekonomi programı, dış ticaret politikaları ve alınan tedbirlerle artık döviz konusunda bir sorununun kalmadığını ifade etti.

Bolat, döviz yeterliliğinin çok büyük miktarda artış göstererek dış ticaret ve cari işlemler konusunda makro finansal istikrara ve makro ekonomik istikrara katkı veren bir konuma geldiğini dile getirdi.

İhracatta yakalanan bu başarıyı sürdürülebilir kılmak için katma değer yaratan ve inovasyon kültürünü benimsemiş bir ülke olarak yola devam edilmesi gerektiğinin farkında olduklarını bildiren Bolat, “İnovasyon ve teknolojik dönüşüm, üretim ve ihracat hedeflerimiz için kilit öneme sahip araçlardır. Bu kapsamda, 2012 yılından bu yana yüksek teknolojili ürün ihracatını iki katına çıkardığımızı, orta ve yüksek teknolojili ürün ihracatında ise 100 milyar dolar seviyesine yaklaştığımızı gururla ifade etmek isterim.” diye konuştu.

Bolat, orta yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerdeki ihracatın toplam ihracattaki payının geçen yıl yüzde 40 seviyesinde gerçekleştiğini anımsatarak “Bunu, 2028’e kadar yüzde 50’ye çıkaracağız.” ifadesini kullandı.

“Yazılım ihracatında 2028 yılı hedefimiz 7 milyar dolar”

Bilişim sektöründe Türkiye’nin artık şampiyonlar liginde olduğunu ve yetişmiş insan gücünün arttığını belirten Ticaret Bakanı Bolat, gençlerin bilişime, teknolojiye yönelmekte olduğunu söyledi.

Bolat, yazılım ihracatının geçen yıl 3,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiğini anımsatarak “2028 yılı hedefimiz ise 7 milyar dolardır. Türkiye, bugün, kendi savaş gemisini inşa eden, insansız hava taşıtları ve hava taşıtlarının aksam ve parçalarından, katmanlı üretim için gerekli olan makinelere kadar birçok yüksek katma değerli ve teknolojili ürünü üretebilen bir ülke konumundadır.” değerlendirmesinde bulundu.

Savunma sanayisinin son yıllarda artan bir ivmeyle büyümekte olduğunu ve 12 milyar dolarlık yıllık üretim yapma kapasitesine ulaştığını belirten Bolat, “Savunma sanayisi 5,5 milyar dolarlık ihracata ulaştı. Bu yıl 6,5 milyar doları aşacağız. 2028 yılı hedefimizde 11 milyar dolarlık savunma sanayisi ihracatına ulaşmaktır.”

“Türkiye, en inovatif ilk 50 ülke arasında yerini aldı”

Bakan Bolat, Uluslararası Fikri Mülkiyet Kuruluşu (WIPO) tarafından oluşturulan “Küresel İnovasyon Endeksi (KİE)” 2024 yılı verilerine göre Türkiye’nin 133 ülke içerisinde 37’nci sırayı alarak en inovatif ilk 50 ülke arasında konumlandığını bildirdi.

Türkiye’nin sahip olduğu başarıları daha ileri taşımanın önemine işaret eden Bolat, gelecek dönemde ekonominin mevcut kırılganlıklarını en düşük seviyeye çekmenin, üretim faktörlerini daha etkin kullanmanın, yatırım ortamını daha da iyileştirmenin, ihracatta birim fiyat artışını sağlayacak gerekli teknolojik ve inovatif dönüşümü sağlamanın en temel öncelikleri olacağını ifade etti.

Bolat, ülkenin girişimci ruhunu ve yenilikçi kapasitesini yansıtacak şekilde inovasyon, AR-GE, tasarım ve markalaşma temelleri üzerinde tasarlanan İhracata Yönelik Devlet Yardımları ile Ticaret Bakanlığının firmaların uluslararası arenaya yönelmelerini desteklemekte olduğunu belirterek şunları kaydetti:

    “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde AK Parti Hükümetlerince 22 yıldan bu yana uygulanan doğru politikalar, siyasette ve ekonomide sağlanan istikrarlı yönetim, ayrıca iş dünyamızın katkıları ve milletimizin her bir ferdinin alın ve akıl teri sayesinde kendi başarı hikayemizi yazmayı başardık.”

Schengen Vizesine “Schengen” Dediğimizi Öğrenince Aydınlanma Yaşayacaksınız!

Pek çok ülkeye seyahat etme imkânı sağlayan bu vize türü, aslında ismini çok uzun yıllar önce almış.

Kısa süreli seyahatler için verilen Schengen vizesinin adı, bakın nereden geliyormuş!

Schengen vizesi ile Avrupa Birliği ve Avrupa Serbest Ticaret Birliği üyesi ülkelerinde özgürce dolaşma imkânı buluyoruz.

Schengen’in ismi, Avrupa’daki sınır kontrollerinin tarihsel gelişiminden geliyor. Biraz geçmişine inecek olursak I. Dünya Savaşı’na değinmemiz gerekecek. Savaşın ardından başlayan pasaport kontrolleri, Avrupa’da bir norm hâline gelmişti.

Ancak Belçika, Hollanda ve Lüksemburg gibi Benelüks ülkeleri, 1944’te kendi aralarında bir anlaşma yaparak sınır kontrollerini kaldırmaya karar verdiler. Zamanla bu durum, çeşitli anlaşmazlıklara da yol açtı.

1985’te Belçika, Fransa, Lüksemburg, Hollanda ve Batı Almanya, Schengen kasabasının yakınlarındaki yeni bir anlaşma imzalamıştı.

Bu anlaşma, ülkeler arasındaki sınır kontrollerinin tamamen kaldırılmasını hedefliyordu. 1990’da ise bu sürecin resmiyete dökülmesiyle Schengen Sözleşmesi imzalandı ve “Schengen Bölgesi” tanımı ortaya çıktı. Bugün, Hırvatistan ile Schengen Bölgesi’nde toplam 27 ülke yer alıyor.

Schengen vizesi, bu bölgedeki ülkelere seyahat etmek isteyen gezginler için serbest dolaşım hakkı tanıyan bir belge. Tek bir vize ile birçok ülkeyi ziyaret etme fırsatı sunan Schengen, Avrupa’nın kültürel zenginliklerini, tarihi mekanlarını ve doğal güzelliklerini keşfetmek isteyenler için büyük bir avantaj sağlıyor.

Kaynaklar: Axa, Consilium

Prizmabet giriş: Şimşek: Ülke olarak borçlanma maliyetimiz düştü

Türkiye’nin gri listeden çıktığını, ülkenin risk priminin düştüğünü dile getiren Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin itibarının arttığını, kırılganlığın azaldığına dikkat çekti.

Ülkenin Mayıs ayında risk priminin çok yüksek olduğunu dile getiren Şimek, “700 baz puanın üzerindeydi. Şu an itibarıyla 270’in altına düştü. Risk primimizdeki düşüş bize benzer ülkelere göre çok daha iyi. 700 baz puandan 270 baz puanın altına düşürdük. Hala yüksek ama doğru yoldayız. Dış borçlanma maliyetimiz düştü” diye konuştu.

CNN Türk’te soruları yanıtlayan ve ülkenin borçlanma maliyetinin düştüğünü belirten Şimşek, risk priminin inmesiyle ülke olarak çok daha uygun koşul ve vadelerle kaynak bulduğunu aktardı.

Enflasyonda kalıcı düşüşün başladığını da belirten Şimşek, cari açığın azaldığını da dile getirdi.

“Ülkenin rezervlerini biz iyileştirdik” diyen Şimşek, şöyle devam etti:

“Uluslararası rezervlerimiz geçen sene Mayıs ayında brüt olarak 98,5 milyar dolar. Bugün itibariyle açıklanan, yani geçen Perşembe günü açıklanan resmi rakamlar 147 milyar dolar civarına çıktı. 98,5 milyar dolardan 147’ye çıktı. Ama Cuma kapanışı itibariyle söyleyebilirim, 153 milyar doların üzerinde bir rezervimiz var. Rezervlerimiz arttı. Swap hariç piyasada çok tartışılan bir konu. Yani yurt dışından veya içerideki bankalardan geçici olarak, diyelim ki Alman Dövize karşı TL verilmiş. Yani bu 98,5 milyar dolar swap dahil. Swapları hariç tuttuğumuzda eksi 60,5 milyar dolarımız vardı. Şimdi biz bunu yaklaşık 78 milyar dolar iyileştirdik. Yani rezervlerimiz, net rezervlerimiz swap hariç, net rezervlerimiz 78 milyar dolar iyileşti. Bu çok ciddi bir rakam. Çünkü şöyle bir perspektif vereyim; Mesela bizim en iyi dönemimiz 2003-2013’tür. Bu 10 yıllık süreçte net rezervlerimizdeki artış yaklaşık 38 milyar dolardı. Şimdi ne kadar? Şimdi son bir yılda net rezervlerimizdeki artış açıklanan rakamlar üzerinden 78 milyar dolar. Ama muhtemelen dediğim gibi bu son haftada çok ciddi girişler var. Yani yaklaşık 90 milyar doların üzerinde net rezervlerde cuma günü itibariyle bir iyileşme var. Bu da kırılganlığımızı azalttı. Neden? Çünkü rezerv olduğu zaman dış şoklara karşı tepki verilmiyorsunuz.”

 Prizmabet, online bahis ve oyun sektöründe önemli bir yer edinen bir platform olarak dikkat çekiyor. Spor bahislerinden canlı casino oyunlarına kadar geniş bir oyun yelpazesi sunan site, kullanıcılarına eğlenceli ve kazançlı bir deneyim vaat ediyor. Güvenlik ve adalet konusunda sıkı standartlara sahip olan Prizmabet, kullanıcılarının memnuniyetini önceliklendiriyor ve çeşitli promosyonlar ile daha da cazip hale geliyor. Mobil uyumluluğu sayesinde her yerden erişilebilen site, kullanıcı dostu arayüzü ile de her seviyeden oyuncuya hitap ediyor. Prizmabet, dinamik yapısı ve sürekli güncellenen oyun seçenekleri ile online bahis ve casino dünyasında öne çıkmayı başarıyor.

Dünyada en çok plastik kirliliği üreten ülkeler açıklandı: Türkiye kaçıncı sırada?

İnsanoğlu bu şekilde üretmeye ve dünyayı kirletmeye devam ederse, bir noktadan sonra bütün dünya plastikle kaplanabilir. Öyle ki şu anda bile Pasifik Okyanusu’nda dalgaların ve rüzgarların sürüklemesiyle ülke büyüklüğünde dev plastik adaları oluşmuş durumda. Peki dünyadaki en çok plastiği hangi ülkeler üretiyor?

Leeds Üniversitesi’nden bilim insanları, en fazla plastik kirliliğinden sorumlu 10 ülkeyi ortaya çıkarmak için yapay zeka modellemesi kullandı. Araştırmacılar genel olarak 2020 yılında 52 milyon ton toplanmamış plastik atığın çevreye karıştığını ve buna maruz kalanlar için ciddi bir sağlık riski oluşturduğunu hesapladılar.

Hindistan bir yılda 9,3 milyon ton atık yaratarak plastik kirliliğinin en büyük üreticisi olarak tabloda ilk sırada yer alırken, onu Nijerya ve Endonezya

İlk onu tamamlayan ülkeler şu şekilde sıralanıyor: Pakistan, Bangladeş, Rusya, Brezilya, Tayland, Kongo Demokratik Cumhuriyeti. Türkiye ise, 246 ülkeden oluşan listenin 25. sırasında, yani üstlerde yer alıyor yer alıyor.

Araştırmacılar, 127 ülkedeki 500 şehirden toplanan verilere dayanarak, yapay zekayı kullanarak yılda ne kadar atık üretildiğini ve bunlara ne olduğunu tahmin edebildiler. Her yıl 400 milyon tondan fazla plastik üretildiği ve bunun 52 milyon tonunun yakıldığı ya da açıkta bırakıldığı tahmin ediliyor. Bağlam açısından bu rakam, Londra’nın tamamını bir metre kalınlığında bir atık tabakasıyla kaplamaya yetecek kadar çöp anlamına geliyor.

Plastikten kaçış yok

Denizlerdeki ve okyanuslardaki plastikler bizi ilgilendirmez diye düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Bu kimyasal maddeler, sürekli havayı ve suyu zehirleyerek, içme sularına ve toprağa zararlı kimyasalların karışmasına sebep oluyor. Su ve besin yoluyla insan vücuduna giren bu kimyasallar ise endokrin sistemini bozmak başta olmak üzere, insan hayatını kısaltan ve ağır hastalıklara yol açan bir sorun olarak karşımıza duruyor. Öyle ki, “dağ başına gidip doğada kendi başıma yaşayayım” diyerek de kurtulamayacağınız bu sorun sizi dağdan gürül gürül akan ve tertemiz sandığınız doğal kaynak suyunu içerken bile bulabiliyor. Çünkü o kaynağa nereden plastik ve benzeri kimyasal atıkların sızdığını bilemiyorsunuz.

Bir sonraki market poşetinizi çöpe atmak üzere alırken bu bilgi aklınızda olsun…